HDK Bülten Yazısı:
GÖKKUBBENİN
ALTINDA BÜYÜK BİR KEŞMEKEŞ VAR! VAZİYET HARİKA!
''Şimdiye
kadarki bütün toplumların tarihi sınıf savaşımları
tarihidir'' diyor Marx . Toplumların tarihini bir adım ötesine
götüren güç, ezilenlerin ezenlere karşı verdiği mücadele
olmuştur. Halkların Demokratik Kongresi de “Bütün baskı ve
haksızlıkları ortadan kaldırmak, barış içinde ve insanca
yaşayabileceğimiz bir Türkiye’yi kurmak üzere birleşiyoruz!”
şiarıyla çıktığında bizler de ODTÜ/HDK’ yi kurma
fikriyatıyla açık forum çağrısında bulunduk. Ertuğrul Kürkçü,
Levent Tüzel ve Sırrı Süreyya Önder’in de katılımcısı
olduğu geniş katılımlı bir panel ve birçok forumun ardından
ODTÜ/HDK komisyonlarını oluşturdu. ODTÜ HDK kadın komisyonu,
kadınlara öğretilmeye çalışılan bütün kadınlık rollerini
reddederek; eğitimde cinsiyetçiliğe, okuldaki cinsiyetçi
uygulamalara, tacize, tecavüze, kadın cinayetlerine, ırkçılığa,
kapitalizme karşı kadın dayanışması diyerek; Sebahat Tuncel ile
“Savaş ve Kadın” konulu panel, film gösterimleri, okuma ve
tartışma atölyeleri düzenledi. LGBT komisyonu lezbiyen, gey,
biseksüel ve trans bireylerin heteroseksizmden kaynaklanan kamusal
ve toplumsal yaşamda mâruz kaldıkları şiddet, dışlanma,
ayrımcılık, nefret suçu ve söylemlerine karşı mücadele için
tartışmalar yürütüp, toplumsal cinsiyet atölye çalışması
düzenledi. Ekoloji komisyonu, kongrenin ekolojiye olan bakış
açısını temel alarak, gıda ve nükleer enerji üzerine okumalar
yaptı tartışmalar yürüttü belgeseller izledi, şu an yarını
nasıl öreceklerini gösteren alternatif bir yaşam örneğiyle ODTÜ
yerleşkesindeki Yalıncak Köyü için proje yürütüyorlar. İnanç
ve Özgürlük komisyonu “farklılıklarımızdı bizi bir yapan”
diyerek etkinlikler yapıp Dersim Katliamı konulu Kemal Bülbül’ün
katılımcısı olduğu bir panel düzenledi. Basın ve yayın
komisyonu “ farklı” olmanın suç sayıldığı, tutuklamaları
ve tacizleri haklı gösteren medyaya karşı, ODTÜ ve HDK komisyon
çalışmalarını duyuran fanzinler çıkarttı, ODTÜ gündemini
tarafsız birşekilde ODTÜ kamuoyuna duyurmak adına bir haber bloğu
kurdu. (http://odtudenseslerkorosu.blogspot.com)
Biz ODTÜ/HDK olarak açlık grevleri sürecinde “açlık grevleri
özgürlük çığlığıdır” diyerek süresiz dönüşümlü
açlık grevine girdik, kurulan grev çadırı cezaevlerindeki açlık
grevlerinin sonlandırıldığı güne kadar tutsakların
mücadelesinin ODTÜ’de küçük bir temsili oldu. Bizler, sınır
içi ve sınır ötesi savaşlara karşı olanlar, Roboski’yi vurup
can alanlara sesleniyoruz;, Göktürk-2 savaş uydusunu gönderdikleri
gökkubbenin altında direniş var! Dayanışma var ! Vaziyet harika
!
(Geçmiş fanzin yazıları henüz buraya eklenmemiştir.)